İlk Dönem Hristiyanlık ve Bizans Sanat Tarihi

İLK DÖNEM HRİSTİYANLIK SANATI Dördüncü yüzyılın sonlarına kadar Roma’da çok tanrıcı [pagan] inanç hakimdi. O dönemlerde Hristiyanlar zulüm görüyordu. (2) Galerius gibi birçok önder Hristiyanlara karşı müstebitlikte bulunuyordu. Fakat hiç kimse, Roma İlhanlığı’nın [İmparatorluk] Hristiyanlara yönelik son ve en büyük

Bir Perde Meselesi

Küçük bir köyde soluğu almıştı Savcı Mehmet Bey. Gelmemek için direnmişti ancak Ankara’dan tabiri caizse sürgün edildiği için gelmek zorunda kalmıştı. Bu tayin haberi o kadar ani gelmişti ki, Ankara’daki evindeki eşyaları buraya getirmek için nakliye şirketiyle anlaşamamıştı bile. Eşi

Yedinci Mühür – Film Tanıtımı

“Tanrı olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi.’’ (Voltaire) Tanrı’nın varlığına inanmayan bir kişinin duyguları Tanrı’ya inanmak ya da Tanrı’yı reddetmek için sürekli bir neden arar. Fıtrattandır. Çünkü tek başına cevaplayamayacağı birçok soru ile baş etmek zorundadır ve bu sorulara cevap bulabilmek

Yedinci Mühür Film Tanıtımı

İnanmayanların da inananlar kadar iç huzuru vardır. Peki ya kuşkuda kalanlar? “Dies İrae Dies İlla”(1) “- Mutlu görünmüyorsunuz. – Değilim. – Yorgun musunuz? – Evet. – Neden? – Canımı sıkan biriyleyim. – Silahtarınız mı? – Hayır, o değil. – Kim

Köyden Kente: Köyden İndim Şehire

Türkiye’de köyden kente hareketlilik 1950’li yıllarda başlamıştır. Tarımsal faaliyetlerde insan emeğine duyulan ihtiyacın azalması köydeki toplumsal ve iktisadi sorunları beraberinde getirmiştir. Büyük şehirlerin “taşı toprağı altın” diyerek yola çıkan insanlar, şehirlerde yeni toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalınca durumun pek de

“Karanlık Üzerine Öyküler” “Yazgı”

“Karanlık Üzerine Öyküler”, bir Zeki Demirkubuz üçlemesidir. Üçlemenin ilk filmi[!] 2001 yılında yayımlanmış “Yazgı”dır ve Yazgı, Albert Camus’un “Yabancı” adlı eserinin bir uyarlamasıdır. Tabii birebir bir uyarlama söz konusu değildir. “Yabancı” kitabını okuyanlar ve “Yazgı” filmini izleyenler Demirkubuz’un yorumunu hissedecektir.

Lisan Davamız 5 / Meşrutiyet Döneminde Abece Islahatı Anlayışı

  İkinci Meşrutiyet Dönemi ele alındığında harf konusundaki tartışmaları ıslahat yanlıları ve Latin Abecesi taraftarları şeklinde iki farklı topluluğun görüşleri çerçevesinde incelemek mümkündür. Bu dönemde Latin Abecesi taraftarlarının güçlendiği göz önünde bulundurulduğunda ıslahatçıların kendi fikirlerini korumanın yanı sıra karşıtlarının iddialarını

Zaman Karşıtlamı

  21 Şubat sabahıydı, Güneş’in hüzmeleri demir perdenin aralıklarından odayı diliyordu. Toz zerreleri, Güneş ışığının kesitlerinde kargaşa halindeydi. Profesörse[!] masasının üstüne serpiştirilmişçesine duran kağıtları toplarken bir yandan da açtığı şarkıya eşlik ediyordu. O esnada şarkının sözlerinden birine takıldı, başını kağıtlardan

Nereye Gidiyoruz?

  “Ilıman bir ilkbahar akşamıydı. Gökyüzü, soluk mavi tonlarından[!] altın rengine dönüşüyordu, gün batımının nazik dokunuşuyla. Havanın içinde hafif bir esinti vardı; o esinti, taze çiçek kokularını taşıyarak etrafa yayılıyordu. Yolda yürüyüşe başladığımda, toprak hafif nemliydi ve yeni yeşermiş çimenler