Ali Ekrem Bolayır‘ın Yayımlanmamış Bir Şiiri: Kânûn-ı Aşk

  Kânûn-ı Aşk Kalbinde bir sabah açılan gönce- i garâm Elbette inkişaf edecek en büyük meram En kahraman mücadele en şanlı azim- i can Kanun –ı aşkı eyleyemez pençesinde ram Kanun –ı aşka belki bütün kâinatı ruh Lerzende secdelerle eder

Bir Öğle Vakti Okuması

  Kitaplar, satır arası okumalarıyla mana kazanırlar. Okuyucunun gözünün önünde gerçekleşen olay zinciri, kitaptaki simgelerin tahlili ile zenginleştirilmelidir. Bu simgeler aracılığıyla kitabın yazıldığı dönemin siyasi, toplumsal, mali durumu ve yazarın düşünsel yatkınlığı [ideoloji] hakkında çıkarımlarda bulunmamız mümkündür. Sevgi Soysal’ın 1970’lerin

Bir Erasmus Macerası I

  Bir mimarlık öğrencisi olarak üçüncü sınıf bahar dönemi eğitim ve öğretim hayatımı Yunanistan’ın Patras şehrinde geçirdim. Bu maceramda birçok yer gezdim ve pek çok şey öğrendim. Bir öğrencinin yaşayabileceği en güzel zamanları yaşadım. Daha orta öğretimdeyken yurt dışına çıkma,

Uygulayım Biliminin Kelebek Etkisi

  Sizlerle günümüzün önemli tartışma konularından yapay zekâ ve insan denetiminden çıkan, zapt edilemeyen uygulayım bilimi [teknoloji] hakkında konuşmak istiyorum. İnsanlar; gelecek, yapay zekâ ve robotlar[!] üzerine birçok araştırma yapmış; yaratıcı hikayeler yazmışlardır.19.yüzyıldan günümüze bakarsak, içinde yaşadığımız dünyamızın bilim kurgu

Muharrem Dayanç ile Söyleşi

  Dostoyevski: “Edebiyat bir resimdir, daha doğrusu hem resim hem de aynadır. Duygunun ifade edilmesidir, ince bir eleştiridir, öğretici bir belgedir.” demiştir. Fransız edebiyatçı Stendhal ise; “Bir roman[!] yol boyunca gezdirilen ayna demektir.” ifadeleriyle edebiyatı tanımlamıştır. Peki, sizce edebiyat nedir?

Şıngırtılı Bir Sabah Vakti

  Güneş, gücü yetebildiği her karanlığı aydınlatmıştı. Ne var ki Zefhane bundan bihaberdi. Taş duvarlı yapı, içine güneş ışınlarını sokmak istemezcesine bütün pencere ve kapılarını kapatmıştı. Sanki duvarlar arasında bir fare deliği kadar boşluk bulunsa içindeki sır dışarı taşacak ve

Prof. Dr. Hüsrev Hatemi ile Söyleşi

  “Yozlaşmadan uzlaşmak” adlı kitabınızda medeniyet ve kültür[!] üzerinde çok durduğunuzu görüyoruz. Hatta bir bölümde kültür kelimesinin medeniyetin eş anlamlısı olduğundan bahsediyorsunuz. Acaba siz medeniyeti nasıl tanımlıyorsunuz? Sizin medeniyet tanımınızda ne gibi unsurlar bulunuyor? Kültür, Ziya Gökalp’in “Hars” dediği kavramın

Kültür Yozlaşması(N)

  Kültür[!] yozlaşması, bizi biz yapan niteliklerin yitirilmesi, özün kaybolması anlamına gelmektedir. Değerlerin yitirilmesi ise dış etkenlerin baskısı aracılığıyla olduğu kadar rıza yoluyla da gerçekleşir. Baskı sonucu meydana gelen bir vazgeçişi anlamlandırmak kolaydır, fakat değer kaybına nasıl rıza gösterilir? Bunu

Yozlaşma Ne İdi?

  Türkçede yozlaşma, “doğasındaki iyi vasıfları bir takım dış etkenlerle zamanla yitirmek, soysuzlaşmak, özünden uzaklaşmak, bozulmak, tereddi etmek” şeklinde tanımlanmaktadır. Yozlaşma kelimesinin kökü, Türkçe “yoz”dan gelmektedir ve yozlaşma kelimesinin kökeni öz Türkçede “yabız(yavuz)” kelimesi ile aynıdır. Yavuz kelimesi de “Kötü