Annem ilk defa 23 Nisan dolayısıyla öğretmenlerinin onları şehir merkezine götürdüğünü, orada bir bakkala girdiklerini ve sakız alıp o sakızla çok mutlu olduğunu memlekete her gidişimizde anımsar ve en az bir kere anlatır. Her anlatışında ben de düşünmeye başlarım,ben küçük bir şeyle en son ne zaman mutlu oldum? Ya da benim küçük bir şey gibi gördüğüm bakkala girmek ve sakız almak eylemi o zaman annem için gerçekten küçük bir şey miydi? Aslında bakkala girip sakız almayı annem ulaşılamaz gördüğü için ona bu eylem çok büyük bir şeymiş gibi gelmiş ve mutlu olmuştu. Günümüzde geçmişe oranla insanlar daha fazla şeye daha kolay ve daha hızlı ulaşabiliyorlar. Bu kolaylık ve hız ise insanlar için çoğu şeyi sıradanlaştırdı ve ulaşılabilirlik ile tüketim mutluluğun yerini almaya başladı.
Geçmişte tesadüf ettiğim bir söz “Küçük şeylerle mutlu olabilen insanlar genelde daha mutsuzdur, çünkü o küçücük beklentilerin bile karşılanmaması çok üzücü bir durumdur.” diyordu. bu sözde küçük şeylerle mutlu olabilen insanların bunu yapamayan insanlara göre daha mutsuz olduğunu söylüyordu.Bunun sebebi de bizi mutlu edecek küçük şeylerin bize başka insanlar tarafından verilmesi gerektiği beklentisinin karşılanmamasıydı. Peki bizi mutlu edecek küçük şeylere ulaşmak için hayatımızda hep başkalarının mı olması gerekir? Bana sorarsanız hayır kendimize verdiğimiz bir değer söz konusuysa mutluluğu kendi içimizde aramalıyız.
Peki içimizde arayacağımız mutluluğu bulmak kolay mıdır?
Aristoteles’e göre kişinin kendi mutluluğu çevresinde oluşan birçok etkenden etkilenir.Bu etkenlere rağmen kişinin mutluluğunun kendi çabasıyla,kendisinin aldığı kararlarla ve bu doğrultuda hayatında yaptıklarıyla daha çok ilgili olduğunu düşünür.Aristoteles’e göre mutluluğun erdemle bir ilişkisi vardır,yani erdemli bir yaşam sürmek mutluluğu beraberinde getirirdi.¹
Bana göre insan,Maslow’un ihtiyaçlar sıralanımı [hiyerarşi]kuramında bahsettiği basamaklardan sevgi ve aidiyet basamağına geldiğinde mutluluğu aramaya ve bulmaya başlayacaktır.Üst basamaklara çıktıkça ise mutluluğu artık sürdürülebilir hale getirebilir.Bu kuramdaki en alt basamak, insanların temel ihtiyaçlarını karşılaması basamağında da insan mutluluğu bulabilir daha doğrusu mutluluk insanı bulur bu yüzden de onu aramaz çünkü insanın bu basamakta araması gereken şey mutluluk değil beslenmek,su içmek,sağlıklı olmak gibi temel ihtiyaçları olmalıdır.
Konuyu böyle ele aldığımızda içimizde arayacağımız mutluluğu bulmak kolay değildir ama bulmanın kendi elimizde olduğu da ortadadır.Bazen de mutluluğu aramanız bile gerekmez,siz yerinizde dururken bir bakmışsınız ki o sizi buluvermiş.Mutluluğu arayıp bulmak isterseniz de unutmayın ki herkesin mutluluk anlayışı aynı değildir.Mutluluğu bulmak için kendinize özgü bir mutluluk anlayışınızın olması gerekir.Peki sizin mutluluğa atfettiğiniz anlam nedir?
(Derginin On İkinci Sayısını Okumak İçin Tıklayınız)