Türk İslam filozofu olan Fârâbî’nin siyaset anlayışı insan merkezli, siyaset felsefesi ise ‘‘erdemli şehir’’ üzerine kuruludur. Şehirleri erdemli ve erdemsiz olarak ikiye ayıran Fârâbî, erdemli şehrin biricik olduğunu söyler. Her düşkentte olduğu gibi, erdemli şehrin de amacı mutlak mutluluktur. Peki ya Fârâbî’nin erdemi ne anlama gelir? İnsanın hep güzel ahlak yolunda olmasını diler ve güzel ahlakın beraberinde getirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik ve bilgelik gibi faziletleri de bünyesinde bulundurmasını bekler. Devlete başkanlık edecek kimsede de aranan erdemler bunlardır. Erdemli olmayan şehirlerde ise insani ilişkiler gelişmemiş yahut yozlaşmıştır. Erdemsiz şehirler için tercih edilen ‘‘cehalet’’ kelimesiyle bilgisizliğe atıf yapılmış olabilir. Bununla birlikte İslam öncesi dönemlerden biri olan Câhiliye devrine gönderme yapılmış olması da kuvvetle muhtemeldir.
Fârâbî; toplumların önüne konan sağlık, refah, cömertlik, büyüklük gibi hedefleri cahilî iyilikler olarak kabul eder. Bu tür iyilikler erdemli bir şehrin hedefi olamaz zira erdemli şehir zaten her türlü iyiliği içinde bulundurur. Dolayısıyla bu iyilikleri yapmayı amaçlayan şehir ancak cahilî bir şehir olabilir. Fârâbî’ye göre bir diğer önemli husus devletin ilk yöneticisidir. Eğer ilk yöneticinin şahsiyeti ve onun uyguladığı siyaset erdemli ise, devletin de erdemli olduğu kanısına varılır. İlk yöneticinin idaresi düzmece bir yönetim ise bu şehir de sapık ya da düzmece şehir olarak isimlendirilir.
Fârâbî, cahilî yönetim biçimlerini sıralarken demokratik yönetim şekillerinden de bahseder. Demokratik yönetimleri cahili idare biçimi olarak kabul etmesinin başlıca nedeni bu yönetim şeklinin uygulandığı yerlerde insanların dilediklerini yapabilmeleridir. Demokrasideki serbest hava, erdemsiz fikirlerin büyümesine ortam hazırlayacaktır. Böylesi bir ortamda kötü arzularının peşinde koşan insanların sayısı çoğalacak ve yönetimi ellerine alan başkanlar da kendi kurallarını uygulayamayacaklardır.
Bu tür toplumlarda yöneticiler iktidara gelmek için halkın çoğunluğunun desteğine ihtiyaç duyduklarından, onların ahlak dışı yaşam alışkanlıklarına dahi göz yumacaklardır.
Farablı filozofa göre demokrasi kendi bünyesinde hazcılığın her çeşidine açıktır ve bu gibi idari düzenlerde erdemli kimselerin yönetimi ele almalarına da müsaade edilmez. İşte bu nedenlerle Fârâbî, demokratik yönetimi de cahili yönetimlerin içinde sayar. Eski Yunan düşünürlerinden Platon ve Aristoteles’ten de oldukça etkilenen Fârâbî, devletin esas amacını akıl ve bilgelik yoluyla mutsuzluğu yok etmek olarak ortaya koymuştur.
Bununla birlikte eserde temel meselelerden biri olarak kabul edilen insanın mutluluğu; ahlaki ve ruhsal olmaktan ziyade siyasidir. Fârâbî, toplumu ve onu oluşturan bireyleri önemsemiş ve siyasi düzen ile doğa düzeni arasında bir bağ kurma yoluna giderek siyaset anlayışının temeline bireyi koymuştur.
Fârâbî’nin üstün devlet anlayışı kuşkusuz ulaşılmak istenen önemli bir hedefi ifade etmektedir. Ayrıca görüldüğü gibi dini ve felsefi unsurlarla da desteklenmektedir. Ona göre; beşerî topluluk insanın dünyevi ve uhrevi mutluluğa erişmesini hedef alan yüce bir gaye için yalnızca bir araçtır.
Kaynakça:
Fârâbî. (2018) El Medinetü’l Fazıla. Ankara: Litera Yayınevi.
Bağlantı 1 (17.02.2020)
Bağlantı 2 (15.01.2020)
Demirel, D.(2014) Fârâbî’nin İdeal Devleti: Erdemli Şehir, Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi(İİBF) Dergisi Cilt 7, Sayı 1, s.358-369.