Yevgeni Zamyatin, 1884-1937 yılları arasında yaşamış bir Rus yazardır. Daha çok bilim kurgu ve hiciv türüne ait çalışmaları olan yazar, dönemin yönetimini sıkça eleştiren yazılar yazdığı için yoğun baskı altında kalmıştır. Baskılara dayanamayan Zamyatin, Stalin döneminde gönüllü sürgün talep ederek Paris’e yerleşmiştir. 1937 yılına kadar hayatının geriye kalan kısmını Paris’te geçirmiştir.
Yazar, “Biz” romanını kaleme alırken; ‘‘Tek Devleti’’ ve içindeki düzeni bize anlatarak dönemin yönetimini ve sanayileşmeyi eleştirmiştir. Romandaki baş karakter “D-503”; gezegenler arası yolculuk yapacak “integral” adındaki uzay gemisinin yapımında çalışan bir mühendistir. Yaşadığı olayları, insanların gündelik yaşantısını, devletin önemini ve daha birçok şeyi, kısacası içinde bulunduğu düzeni günlüğüne yazmaktadır.
Tek Devlet ülkesinin insanları “Ben” yerine ‘‘Biz’’ dilini kullanırlar ve ben söyleminin şeytandan geldiğine inanırlar.
“Ben sadece bunun gibi arınmış, pürüzsüz bir gökyüzü severim (biz severiz dersem, yanlış söylemiş olmayacağıma inanıyorum).” ***
Ülkedeki her birey “O-90”,”R-13” gibi harf ve sayı terkipleriyle isimlendirilmiştir. Burası herkesin tek çeşit giyinip, birbiriyle aynı düşündüğü bir düşkent ülkesidir. Bu düşkent ülkesinde insanların birey değil ‘‘biz’’in parçası olması bana koca bir çarkı oluşturan dişlileri anımsatıyor. Kişilerin adlandırılmaları ise adeta bir bilgisayarın veya devrenin, kendine ait numaraları olan parçalarını ve oluşturdukları bütünü akla getiriyor. Aslında bu durum okuyucu için “Biz” düşüncesinin daha da somutlaşmasını sağlıyor.
Yaşam, sanki robotların oluşturduğu dünyanın süregelen bir düzeni gibi devam ediyor. Kullanılan benzetme ve betimlemeler bile hayatı boyunca sadece matematik diliyle iletişim kurmuş birisinin dilinden dökülüyormuş gibi hissettiriyor:
“Ancak bilmiyorum, gözlerinde veya kaşlarında benim yakalayamadığım ve sayısal olarak ifade edemediğim rahatsız edici bir x vardı.” *
Kel bir adamın kafasının ‘‘parabol’’ şekline benzetilmesi, muğlak bir durumu ifade etmek için ”x” kullanılması, geminin adının da neden “integral” olduğunu açıklar bir niteliktedir. Gezegenlerin birer denklem olarak adlandırılması, insanlara ”numaralar” diye hitap edilmesi ve bunlar gibi daha pek çok örnek, içinde bulunulan düzenin ne kadar mekanik bir yapıda olduğunu gösteriyor.
“Yaşasın Tek Devlet, yaşasın numaralar, yaşasın İyilikçi!’’**
Tek Devlet, insanların gözünde tanrı gibi yüce bir konumdadır. İyilikçi de aynı şekilde sadakatle bağlı oldukları bir önderdir. Numaralar, İyilikçi’yi ve onun kurallarını o kadar sorgulamazlar ki camdan yapılmış evlerinde günün her saati izlenir olmak bile onları rahatsız etmez. ‘‘Kişisel saatler” adı verilen çok dar bir zaman dilimi hariç olmak üzere numaralar kendilerine ait bir vakte sahip değillerdir. Her sabah uyanıldığında duyulan ve tüm gün duyulacak olan, yanı başınızda bir komutan varmış hissi veren tek müzik “ Tek Devlet Marşı”dır..
İntegral’in çıkardığı sesi müzik, hareketlerini de raks gibi görmek dışında sanata dair hiçbir faaliyet yapılamayan bu ülkede bile insanlar hayatlarından memnundurlar. Hatta düşkent numaraları hayatlarından o kadar memnundurlar ki ortada şikayetçi olmaları gereken birçok şey olduğu halde böylesine memnun olmalarının kendi iradeleriyle mi yoksa zorlamayla mı meydana geldiği sorusu okuyucunun aklını kurcalamaktadır.
Romanın ilerleyen bölümlerinde D- 503’ün I-330’u daha yakından tanımaya başlamasıyla birlikte, D-503 zihinsel bir aydınlanma yaşayarak içinde bulunduğu düzeni sorgulamaya başlıyor. Eserin geriye kalan bölümünde D-503’ün düzene karşı çıkıp başarılı bir isyancı olması ve çarkın arızalı dişlisi olarak onarılıp düzene iade edilmesinin öyküsü anlatılıyor.
Yevgeni Zamyatin, ‘‘Biz’’ ile dönemin baskıcı olduğunu düşündüğü yönetimini ve sanayileşmenin getireceği muhtemel düzeni eleştirmiştir. Zamyatin, eserin kurgusu sayesinde gerçek hayattaki vatandaşların kendi hayatlarını sorgulamalarını sağlamaya çalışmıştır. Belki de bu sebepledir ki eser Rusça olarak ancak on yıllar sonra yayımlanabilmiştir. Zamyatin’in bu kâbuskenti (distopya) kendisinden sonra gelen George Orwell, Aldous Huxley gibi yazarlara da kaleme aldıkları düşkent eserlerinde ilham kaynağı olmuştur.
Kaynakça
ZAMYATİN, Yevgeni, Biz, hzl.Sabri Gürses, İthaki Yayınları, İstanbul, 2019
* ZAMYATİN, Yevgeni, Biz, (İstanbul: İthaki Yayınları, 2019), sy. 16
** ZAMYATİN, Yevgeni, Biz, sy.11
*** ZAMYATİN, Yevgeni, Biz, sy.13