Edebiyatın tüm alanlarında göstermiş olduğu üstün başarılarla anılan Necati Cumalı’nın en sevilen eserlerinden biri Tütün Zamanı’dır. Üç roman[!] halinde kaleme alınan eserinin ilk romanı Tütün Zamanı -1- Zeliş’tir. Yazar, eserinde çarpıcı bir aşk öyküsünü dile getirmiştir. Tütün ekicilerinin yaşamları, kasaba halkının yaşama bakışları eserde yer alan hususlardandır. Yazar; Zeliş’in aşkını, tütün ekiciliği ve dönemin toplumsal yapısı ile birleştirerek ifade etmiştir. Kitapta, birbirine aşık olan iki gencin birbirlerine duydukları sevgi çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. Sevgi, sevinç, özlem gibi duyguların yanı sıra dönemin toplumsal sorunları da ele alınmıştır. Şimdi gelin bu eserin kahramanlarını ruh bilimi açısından inceleyelim.
Zeliş: Eserin asıl kahramanlarından biridir. 17-18 yaşlarında iyi kalpli, mücadeleci bir köy kızıdır. Yaşadığı dönemde, kadınlık algıları toplum tarafından farklı algılansa da kendisi genel düşüncelere karşı çıkmıştır. Babası tarafından gördüğü sevgisizlik ve ilgisizlik Zeliş’in hayatında büyük eksiklikler meydana getirmiştir. Zeliş’in en büyük mutluluğu sevdiği genç, Cemal olmuştur. Aşkı için, toplumun ona öğretilediği tüm engelleri aşmaya hazırdır. Zeliş’in azimli ve istekli duruşu bütün kasabayı karşısına almaya yetmiştir. Bu yüzdendir ki Zeliş, Türk Edebiyatı’nda en sevilen kadın kahramanlardan biri haline gelmiştir.
Recep: Zeliha’nın babasıdır. Hayatta en çok sevdiği şey paradır. Aile kavramını tam olarak anlayamamıştır. Karısı ve kızı tarlada çalışırken kendisi kahvelerde oturur. Recep’in en çok istediği şey kızını zengin biriyle mektir. Günümüzde, özellikle bazı bölgelerde sıkça rastladığımız bir durumdur bu. Kendini “aile babası” olarak nitelendiren adamların, sadece kendi çıkarlarını düşünmesi akıl almaz bir durumdur. Yeri geldiğinde insan olma dersleri veren bu insanlar, insanlığı aslında hiç bilmemektedirler. Sevgi ve merhametten anlamayan insanların hayata bakışları bu şekildedir. İzlediğimiz filmler[!] ve yaşadığımız dünyada bu kahramanın niteliklerine sahip çok sayıda insan bulunmaktadır. Örneğin; Orhan Kemal’in “Hanımın Çifliği” adlı eserinde Cemşir adlı kahraman bu duruma örnek verilebilir. Kızını para karşılığında satma teşebbüsünde bulunmuştur Cemşir. Kızına her türlü kötülüğü yapmıştır. Recep bu kadar acımasız bir kahraman olarak yansıtılmasa da fikir dünyası açısından Cemşir‘den pek de farklı değildir. Fiziki açıdan şiddet uygulamasa da ruhsal olarak ev halkına büyük bir zarar vermiştir.
Cemal: Zeliş’in aşık olduğu gençtir. Sevdasına sahip çıkma özelliği ile en dikkat çekici kahraman olmuştur. Maddi açıdan zayıf olan Cemal, Zeliş’in babası tarafından hiç istenilmemektedir. Fakat Cemal her ne kadar istenilmese de, sevdası için her türlü zorluğa hazırdır. Aynı zamanda hapse girmeyi göze alacak kadar da cesur bir insandır. Yoksul, unutulmuş ve yalnız insanların arasında da aşkın, sevginin, mutluluğun yaşanabileceğini tüm kasabaya anlatmak istemiştir. Sevgiyi, sevmenin kıymetini iyi bilmektedir. Zaten aşkı bulan insanların da ortak noktaları budur. Çevremizde, baktığımız her yönde nice Cemal’e rastlarız. Aşkın önemini bilir ve hayata bambaşka bir açıdan bakar bu kahramanlar. Kimileri sevdiğini kaçırır kimileri bulunduğu yerden mücadeleye başlar. Aslında olması gereken de budur. Aşk her şeye rağmen bir olmak değil midir? Sevdiğin insanın yanında olmasını istemek en büyük niyet değil midir? Bu birliktelik hali, sevdalılar arasında yapılmış gizli bir antlaşmadır adeta. Cemal ve Zeliş de bu mücadelenin içinde çok başarılı bir savaş vermişlerdir. Cemal verdiği mücadeleden hiç vazgeçmemiş ve sevdiğiyle sonsuz bir mutluluğa ulaşmıştır.
Zeliş’in annesi: Yazar, Zeliş’in annesi için herhangi bir isim kullanmamıştır. Zeliş’in annesi ömrünü çalışmaya adayan kadınlardandır. Okumayazması olmayan ve çoğu zaman kendine sunulan hayatı, yaşama dair seçenekleri onaylayan bir kadındır. Var olanla yetinen, sorgulama yapmayan ve hayatının değişme olasılığını pek de önemsemeyen, kanaatkar bir kadındır. Bu yüzden de bulunduğu yerde kalmaktan hep memnun olmuştur.
Rabiye: Zeliş’in kız kardeşidir. Yaşına göre olgun, uyanık ve zeki bir kızdır. Saf, ürkek, suskun biri değildir. Gerektiğinde hakkını savunmak için ailesine aslan kesilir. Ablasının mutlu olmasını en çok O istemektedir. Acılarla mücadele eden kız çocukları mutlu olmak için hep bir savaş halinde olmuşlardır. Rabiye de bu kızlardan biridir. Her engele karşı dimdik ayakta durmayı bilir Rabiye. Güçlü kadın imgesini, bu kahramanda açık bir şekilde görmekteyiz.
Ali Onbaşı: Cemal’in babasıdır. Eserde bulunan erkek kahramanlardan çok farklı bir kişiliği vardır. Oğlunun sevdasına her zaman destek vermiştir. “Baba” sözcüğünün sıcaklığını hissettiğimiz bir kahramandır. Böyle kahramanlara rastladığımız zaman, hayatta güzel niyetli insanların varlığına olan inancımız artıyor. Ne iyi insanlar var diyoruz okurken. Evladının mutluluğu için her şeyi yapabilecek insanları görmek umudumuzun artmasını sağlıyor. Yaşadığımız dünyada Receplerin varlığı bizi ne kadar rahatsız ediyorsa Ali Onbaşılar’ın varlığı da bize kendimizi o kadar mutlu hissettiriyor.
Bekir: Zeliş ile evlenmek isteyen bir insandır. Eserde, aşıkların çektiği çoğu sıkıntı bu kahraman yüzünden gerçekleşmiştir. Zeliş’in kendisini sevmediğini bildiği halde onunla evlenmek ister. Maddi imkanları güçlü olan kaba bir kişidir. Eserin yazıldığı dönemde, maddi gücü olan insanların saygı gördüğünü bilmekteyiz. Aslında bu durum dönemlerin içine hapsedilmemelidir. Maddi güç söz konusu olduğunda insanların davranışları değişmektedir. Bu özelliklere sahip olan kahramanlar, istedikleri olsun diye can yakmaya dünden hazırdırlar. Maddi olarak güçlü olduklarında her şeyi elde edebileceğini sanan insanlar… Bekir de bu insanlardan biridir. Bekir ile Zeliha hayata çok farklı pencerelerden bakmaktadırlar. Zeliha için maddiyatın pek bir önemi yoktur. Onun en çok önem verdiği şey sevgidir. Bekir’in ise sevgiden uzak bir insan oluşu aralarındaki ilişkinin hiç başlayamayacağına kanıttır.
Eserin genel incelemesini yaptığımızda kahramanlar ile ilgili bahsettiğim niteliklere ulaşıyoruz. Kahramanları ruh bilimi alanı içerisinde ayrıntılı incelediğimizde ise birtakım edebi özelliklere rastlamaktayız. Edebiyat, ruh bilimi alanından her zaman beslenmiş bir sanattır. Necati Cumalı da romanında toplumu ve toplumsal olguları başarılı bir şekilde okuyucuya yansıtmıştır. Necati Cumalı eserin olay örgüsünün geçtiği bölgede yetişmiş dolayısıyla kaleme aldığı olayların benzerlerine birebir şahit olmuştur. Romanın başarısında bu şahitliğin de etkisinin olduğunu söylemek mümkündür.
“Tütün Zamanı”nın bir özelliği de henüz kitap halinde basılmamışken filminin[!] çekilmiş olmasıdır. Aynı zamanda MEB tarafından “100 Temel Eser” arasına da seçilmiştir.