Yayımcıdan…
Değerli okuyucu!
Tüketim çılgınlığından bıkmış bir avuç insanın üretim için bir araya geldiği, gerçek haya-tın keşmekeşine kısa bir ara verdirip düşünmeye sevk eden bu küçük dünyaya hoş geldiniz. “Yozlaşma” üst başlıklı beşinci sayımız ile karşınızdayız. Bu sayımızda yozlaşma kavramını farklı açılardan ele almaya ve özellikle dil sorunlarıyla yakınlaştırmaya çalıştık. Konuk yazar, yavrukurtlar ve söyleşilerle zenginleştirdiğimiz içeriğimizde lisan konusunda bizler-den farklı düşünen “Türkçe sevdalıları”nın görüşlerine de yer verdiğimize şahit olacaksı-nız. Yozlaşma sayımızı zevkle okumanızı dileriz.
Bu sayımızda da “Kulağınızda yabancı dilinizde Türkçe” birçok kelime ile karşılaşacaksı-nız. Köşeli ayraçlar [parantez] ya da “!” ile belirtilen kelimeler ile amacımız insanları ya-bancı sözcüklerin yerine Türkçelerini kullanmaya teşvik etmek veya en azından Türkçe karşılıklarının olduğunu fark ettirmektir. Bununla birlikte eksiklerimizin de bilincindeyiz. Bu yolculukta bizi destekleyerek “Evrenkent Kalemleri”ne katılmak isterseniz kapımızın sizlere de açık olduğunu bilmenizi isteriz.
Daha nice sayılarda buluşmak dileğiyle…
Esenlikle kalınız efendim.
Yozlaşma Ne İdi?
Yozlaşmanın farklı tanımları olabileceğini; fakat bu tanımların eksiklikler ya da fazlalıklar içerebilece-ğini ifade etmeliyiz. Çünkü her toplumun değerleri birbirinden farklıdır. Belirli bir davranışı bazı topluluklar yozlaşma olarak görürken bazıları da yozlaşma olarak görmez. Hatta bir toplumun içerisindeki aynı değer yargı-ları ile yetişmiş ama zıt görüşlere sahip insanlar bile yozlaşmanın farklı tanımlarını benimseyerek hareket edebi-lir. İnsanlar değiştikçe içinde bulundukları toplumları da değiştirecektir. Oluşan değişim zaman zaman iyi zaman zaman kötü sonuçlar doğuracak fakat neyin iyi neyin kötü olduğuna yine insanın içinde bulunduğu toplum karar verecektir. Bu nedenle yozlaşmayı tanımlamak da yozlaşma örneği vermek de epey zordur.
Hangi durumlarda yozlaşmanın meydana geldiğini anlamak, onunla mücadele edebilmek adına önem taşımaktadır. Genellikle iktisadi, siyasi, kültürel[!] ve toplumsal koşulların kötü yönde değişimi yozlaşmanın meydana geldiği durumları özetleyebilir. Fakat yozlaşmanın oluşması için toplumda oluşan değer karmaşaları ve faydacılık [pragmatizm] görüşünün her duygunun önüne geçmesi, gerekli zemini zaten hazırlamaktadır. Seçimle-rinde kendi çıkarları için başkasını zor durumda bırakmayı göze alabilen, beslediği menfaat duygusu had safhada olan insanlar; artık toplumumuzun çok büyük bir parçası haline gelmiştir. Bu kötü yöndeki değişim insan ilişki-lerini yozlaştırmış ve sonunda toplumsal yozlaşmayı doğurmuştur. Aynı zamanda tepkisiz toplumun açığa çıkma-sı da yalnızca kendini kurtarmayı isteyen bireyin hedeflerinden dolayıdır. Birey maddi gelir getiren işleri yapmak için okumayı, kendini geliştirmeyi ve sonunda düşünmeyi bırakmıştır. Düşünceleri eyleme geçirmek, zaten teh-likeli iken sonunda her şeyden yakınan fakat tepkisiz kalan toplum ortaya çıkmıştır ve toplum yekten yozlaşmış-tır…
Kalemlerimiz: Elif Küçük, İdil Rüveysa, Gürcan Sağlam, Aslı Aksoy, Onur Yenice, Sedef Keskin, Rümeysa Durkaya, Ceren Kantekin, Ceren Nisa Akkurt, Dilara Usta, Merve Nur Şahin